Tarihi Binalarda Deprem Güçlendirme Projesi

Bugüne ulaşmış çok sayıda tarihi yapı, zaman içinde eskiyerek onarıma ihtiyaç duyar hale geliyor. Tarihi yapıların onarımında ve güçlendirilmesinde önemli nokta, bu yapıların esas özelliklerine ve belirleyici unsurlarına zarar vermemektir. Tarihin bir kanıtı olan bu yapıların, geleceğe aynı şekilde aktarılması gerekmelidir. Özellikle son yıllarda tarihi binaların restore edilerek geleceğe kazandırılma çalışmaları artış gösteriyor. Bu binaları hayatta tutan unsurları yenilemek ve deprem durumlarına karşı güçlendirmek, projelerin temel amacıdır. Yıkıcı etkisi büyük olan depremin, geri dönüşü olmayan zararlara yol açması söz konusudur. Bu durum da doğabilecek zararlara karşı tedbir alınması gerekmektedir.

Tarihi Bina Dereceleri Nelerdir?

Tarihi binalarda yapılacak restorasyonlarda bazı yasal düzenlemeler bulunur. Bu noktada tarihi binalar derecelerine göre üçe ayrılıyor. Birinci derece tarihi binalar, içinde ve dışında birebir korunması gereken unsurları barındırıyor. Restorasyon sürecinde binanın içinde ve dışında yer alan kültürel ve sanatsal izlerin bozulmaması gerekiyor. İkinci derece, bazı değişikliklerin yapılabildiği tarihi binaları kapsıyor. Yani, yeni birkaç fonksiyonlar dahil edilebiliyor. Dış görünüm korunurken, taşıyıcı sistemi ve iç bölmelerinde yer alan kısımlarında değişiklikler yapılabiliyor. Bu binalar çoğunlukla tarihi konutlar olarak görülüyor. Üçüncü dereceden tarihi binalarda ise, Anıtlar Kurulu’nun iznine bağlı olarak bazı değişikliklerin yapılması kabul edilmekteydi. Ama artık bu derece tanımı günümüzde kullanılmıyor.

Deprem Güçlendirme Projesi Nedir? Nasıl Yapılır?

Yapıların onarımı ve güçlendirilmesi, hasar biçimlerine göre onarım ve güçlendirme teknikleri ile yapılır. Yıllar içinde binalarda sıvanın dökülmesi, derzlerin boşalması, temelde çökme ve oturmalar, kemer ve tonozlarda yatay kapanmalar, depreme karşı güçlendirme gibi hasarlar meydana gelir. Deprem güçlendirme projelerinde binanın altyapısı sağlamlaştırılır. Bu projede yer alan hasar onarım teknikleri; enjeksiyonla dayanımın geri kazandırılması, dıştan lifli polimer kumaşlarla sargılama yapılarak sünekliğin ve dayanımın güçlendirilmesi, karbon çubuklarla dayanımın artırılması, derz aralarına lifli polimer çubuklar kullanılarak sünekliğin ve dayanımın artırılması, çevre drenajların yapılması, lifli kumaşlar veya çubuklar yerine çelik çubukların kullanılması şeklindedir.

Deprem Güçlendirme Yönetmenliği

Deprem güçlendirme yönetmeliğine göre binanın türü, taşıyıcı sistemi, önem katsayısı ayrı ayrı dikkate alınarak hesaplama ve değerlendirme yapılır. Yönetmelikte deprem bölgelerinde yer alan binalara yönelik güçlendirmelere de yer veriliyor. Tarihi binalar için yönetmeliğin yanı sıra güçlendirme ve onarım ilkeleri yer alıyor. Öncelikle tarihi ve arkeolojik araştırmaların detaylı yapılması gerekiyor. Yapının onarımı ve güçlendirilmesi için kullanılacak yöntemler geleneksel olabileceği gibi bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış çağdaş yöntemler de kullanılabiliyor. Yapıda yer alan değişik zamanlara ait katkıların korunması önem taşıyor. Bu süreçte yapılan tüm işlemlerin ve tekniklerin belgelenmesi de şart koşuluyor.

Tarihi Binalarda Deprem Güçlendirmesi Nasıl Yapılır?

Tarihi binalarda deprem güçlendirme projesi, ilkelere bağlı kalınarak yapılmalıdır. Mevcut durum tespiti yapıldıktan sonra deneysel çalışmalar ile bu tespitle desteklenmelidir. Sayısal hesap modeli oluşturulduktan sonra onarma ve güçlendirme tekniklerine karar verilmelidir. Güçlendirme ve onarımın ana ilkesi yapılan müdahalenin minimumda tutulmasıdır. Bu binaların tarihi, kültürel, psikolojik, anıtsal, estetik, sembolik ve sosyal değerinin olduğu unutulmadan güçlendirme yapılması en önemli noktadır. Bu süreç uzmanlık gerektiren, özenle hazırlanmış ve her detayı düşünülmüş bir proje olmalıdır. Yapılacak hatanın geri dönüşü olmayacağı unutulmamalıdır.